Yediğim içtiğim benim olsun (gerçi o kısmı da anlatmadan olmaz ) ben gördüklerimi anlatmaya başlayayım çünkü Güney Amerika tatilinden cebimde bir sürü hikaye ve fotoğrafla döndüm :)) 

Tatilin ilk etabı için THY direkt uçuş ile 13 saatlik bir yolculuk ile Brezilya-Sau Paulo’ya vardık. Orada arkadaşlarımız Sevgili Ebru ve Doğan karşıladı bizi. Hatta akşam havaalanından bizi alıp direk bara görürdüler :)) Uzun zaman sonra canlı performansın olduğu ve girerken adına aldığın bir kart ile içeceklerini söyleyebildiğin, çıkarken o kartta biriken hesabı ödemek için banka kuyruğu gibi kuyruğa girdiğin ve yine çıkış yapabilmek için kart alıp- verdiğin bir sistem görüp şaşkınlıktan küçük dilimizi de yutsak o kadar uçuşa ragmen kendimizi dinç hissetmenin ve onlara özgü caipirinha içkisininde verdiği rahatlıkla geceyi tamamladık. O gece arabayla şehri turlamayı da ihmal etmeyerek Ebru ve Doğan’nın misafirperverliği ile ertesi sabah ki uçuş için yine yollara düştük. Arjantin Buones Aires’e uçup orada 2 gün geçirdik ama ben o kısımlara diğer postlarda değinmeyi düşünüyorum zira bir sürü harika yer görsek de bizi en çok etkileyen yer olarak Patagonya- El Calafate’yi boool fotoğrafla size göstermek için sabırsızlanıyorum :))

Bir kasaba düşünün; hani amerikan filmlerindeki gibi küçük sevimli yapıları, sakin sokakları ve neredeyse herkesin birbirini tanıdığı türden bir yer. İşte El Calafate’de aynı öyle bir yer. Adını bölgede bulunan bir tür yemişten alıyor.(yabanmersini) Calafate Arjantin’in güneyindeki sondan bir önceki eyalet olan Santa Cruz’da bir kasaba ve en büyük caddesi Av.Libertador. En büyük cadde dediysem hediyelik eşya satan yerler ve restaurant/cafelerin olduğu yerleri baz alırsanız yürüyerek 15 dk da görülecek mesafede. Kasaba/şehir ününü kenarında bulunduğu Lago Argentino diye adlandırılan gölün uzantılarında yer alan buzullardan alıyor. İlk gün oldukça sakin sokakları, şirin evleri ve masmavi gökyüzü ile bize huzur veren bu yeri dolaştık. İşte objektifime takılanlar

Yarında kendimi buzlar kraliçesi gibi hissetmeme neden olan Perito Moreno Buzulu’na yaptığımız turu anlatacağım diyerek herkese keyifli ve renkli bir hafta diliyorum…