Fotoğraf |

Ekim ayı sonunda dostlarla Cunda Adası’n da harika 3 gün geçirdik. Kaldığımız yerden yediğimiz içtiğimiz ve gezdiğimiz yerlere kadar her şey öyle keyifliydi ki resmen yenilenip geri döndük. Cunda’da yaptığımız yürüyüş ve akşam deniz kenarında ki yemek zevkimize hoş sohbetin yanında müthiş renkleri ile gökyüzü de eşlik ediyordu.
yazının devamı…

Bugün ki hikayemin kahramanı daha önce kuzeni Derin Bebek’in doğum hikayesini fotoğrafladığım Aras Aslan. Adında da anlaşılacağı gibi fanatik Galatasaray’lı bir babanın yakışıklı mı yakışıklı oğluşu kendisi. Normal doğum için sabah 8’de hastaneye yatan annesini gece 12’ye kadar uğraştıran nazlı bir bebek aynı zamanda.
yazının devamı…

Dikkat bu çok fotolu bir posttur demedi demeyin :)) Rivayete göre meşhur kâşif Ferdinand Macellan, ismini verdiği boğazdan geçerken, sahilde gördüğü guanako postlarına bürünmüş ve yüzleri boyalı yerlileri bir İspanyol öyküsündeki Patagon adlı canavara benzettiği için, bölgeye bu ad verilmiştir.
yazının devamı…

Yediğim içtiğim benim olsun (gerçi o kısmı da anlatmadan olmaz ) ben gördüklerimi anlatmaya başlayayım çünkü Güney Amerika tatilinden cebimde bir sürü hikaye ve fotoğrafla döndüm :))
Tatilin ilk etabı için THY direkt uçuş ile 13 saatlik bir yolculuk ile Brezilya-Sau Paulo’ya vardık. Orada arkadaşlarımız Sevgili Ebru ve Doğan karşıladı bizi. Hatta akşam havaalanından bizi alıp direk bara görürdüler :))
yazının devamı…

Pazar günü İngiltere’de bulunan Society of Wedding and Portrait Photographers’den John Denton’un düğün fotoğrafçılığı ile ilgili uygulamalı seminerini gece yarısı fotoğraf grubumuzdan gelen maille öğrendim. Türkiye’ye ilk kez gelen oluşumun ve buradaki tek üyesinin Ankara’da yaşıyor olması organizasyonun İstanbul ayağının biraz zayıf kalmasına neden olmuş.
yazının devamı…