
Bu hafta başında gözlerimden geçirdiğim bir operasyon nedeniyle bilgisayar karşısına geçmiyorum ama sizlere iyi yıllar dilemeden yeni yıla girmek istemedim :))
yazının devamı…

3 hafta kadar önceydi sanırım h.sonlarının hala yürüyüş ve orman keyfi yapmak için uygun olduğu günler. Biz de sevgili ile piknik sepetine attığımız bir iki parça bir şeyle Belgrad Ormanı’nın yolunu tuttuk amaç hem mis gibi havayı ciğerlerimize doldurmak hem de neredeyse kış olmasına rağmen havanın yaptığı kıyağı kaçırmamaktı.
yazının devamı…

Deprem yıkıcı, kış soğuk. İnsanlar üşüyor, en çok da bebekler ve çocuklar. Ne yapsak da yetemiyoruz, yetişemiyoruz. Sıcacık evlerimizde, elimize bir fincan sıcak içeceğimizle seyrederken pencereden yağmuru, üşümediğimizden utanır haldeyiz. Bedenimiz sıcacık ama ruhumuz üşüyor aslında… diye başlıyor cümleleri.
yazının devamı…

Ben bir küçük cezeyim köşe bucak gezmeliyim :)) Bu aralar gezi fotoğraf dosyalarımın içinde kayboldum resmen ama sanırım görülen güzellikleri ölümsüz kılmanın en güzel yolu fotoğraflara bakmak benim için her zaman keyif. Daha önce bu ve bu postumda anlattığım büyüleyici yer Patagonya’da kaldığımız otele yürüme mesafesinde ki Lago Argentino (Arjantin Gölü) doğal yaşam alanı olarak bir çok kuş çeşidine ev sahipliği yapıyor.
yazının devamı…

Geçen hafta burada bahsettiğim Cunda Adası kaçamağımızın tadı damağımızda kaldı demiştim ya işte bakın bunun en önemli nedeni neymiş :)) Fotoğraflarda da gördüğünüz her bir ayrıntısı özenle bir araya getirilmiş şahane bir butik otel Ziya Bey Konağı‘nda daha kapıdan içeri girdiğinizde siz karşılayan mis gibi beyaz sabun kokususunun yanında çok hoş bir şekilde dekore edilmiş giriş ve salon kısmı daha ilk dakika da sizi içine alıyor.
yazının devamı…