Geçen hafta yaptığım yazlık kaçamağı yazın düğün hikayesi fotoğraf çekimi ile yorucu geçen günler öncesi bir doping oldu benim için. Baharın son demleri olmasına ragmen tüm sitenin rengarenk güller, çiçekler ve yeni yeni çıkan meyveleri ile meyve ağaçlarının görüntüsü resmen içimi açtı. Her sene gittiğimizde yaptığım gibi İzmir/Sığacık’a inmeyi ve organik pazarını da dolaşıp alışveriş yapmayı ihmal etmedim. Bildiğiniz gibi Seferihisar Cittaslow birliğinin bir üyesi. İtalyanca Citta (Şehir) ve İngilizce Slow (Yavaş) kelimelerinden oluşan Cittaslow Sakin Şehir anlamında kullanılmaktadır. Cittaslow Ağı, küreselleşmenin şehirlerin dokusunu, sakinlerini ve yaşam tarzını standartlaştırmasını ve yerel özelliklerini ortadan kaldırmasını engellemek için Slow Food hareketinden ortaya çıkmış bir kentler birliğidir. Günümüzde 19 ülke 129 üyeye yayılan birliğe üye olan Seferihisar’ın sahil kısmında yer alan şirin yerleşim yeri Sığacık’a tatil notları postumla yer vermiştim, görmeyenlerin bakmasını öneririm 🙂

Onlarca çeşit ege otlarının, el yapımı hamur işlerinin, el işlerinin ve kendi yetiştirdikleri sebze ve meyveleri satan yöre halkının pazarından elimiz kolumuz dolu ayrıldık. Ben yine oburluk yaptım ve el yapımı baklavalara dayanamayıp aldım. Yılda bir kez yediğim için kendimi hiç kısıtlamamamın cezasını tartıda gördüm o ayrı 🙂 Yaptığımız enginar dolmasının tadı damağımda bir şekilde pazardan karelerle başbaşa bırakıyorum sizi. İphone sağolsun makinamın pamucunu dama attırdı idare edin 🙂 Bu arada iiy h.sonları efendim 🙂