Etkileyici bir kitap “Beni Ödülle Cezalandirma”
16 November 2016

İlk olarak Ayşe Arman’ın röportajı ile haberdar olmuştum Dr.Özgür Bolat‘tan… Hatta yazılanlar beni etkilemiş kitabı almaya karar vermiştim. Daha öncede bir kaç kez olduğu gibi sanırım evrene enerjiyi fazla göndermiş olmalıyım ki 5 blogger anne olarak (İpek Dağıstanlı, Alev Özkan, Sinem Akınal, Esra Ertuğrul) Hilton Bomonti‘de Özgür Bey’le çok keyifli bir kitap sohbeti yapıp tanışma, soru sorma şansımız oldu. Kendisi 1979 yılında işçi bir ailenin 3 çocuğundan biri olarak doğmuş. Kendi çabalarıyla öğrendiği ve daha sonra da muhtemelen hayatının yönünü değiştiren yabancı dil öğrenme azmi ilerlediği öğrencilik hayatında Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü birincilikle bitirmiş. Ardından New York Üniversitesi’nde burslu olarak psikoloji, en son da Harward’da yüksek lisans eğitimlerini tamamlamış. Doktor ünvanını Cambridge’den almış akademik kariyeri çok sağlam biri.

Kitap ve Dr.Özgür Bolat’ın anlatımlarında ki amaç koşulsuz ebeveynlik anlayışıyla birey yetiştirme yöntemini yaymak ve doğru bildiğimiz yanlışlara çözüm bulmak. Özellikle üzerinde durduğu konulardan biri de ödül sistemi. Kitapta etkilendiğim bazı bölümleri  size alıntılarla aktarmak istiyorum.

Ödül vererek bir çocuğu motive edebilirsiniz. Çocuk o işi yapar, hatta heyecanla yapar; ama, ödül vermeyi bırakınca, çocuk da o işi yapmayı bırakır. Çocuğun o davranışı bırakmaması için, sürekli ödül vermeniz gerekir. Bir süre sonra, hedonistik adaptasyondan dolayı, çocuk o ödüle alıştığundan, ödül de işe yaramaz hale gelir. Ödüle alışan çocuğun beyni, dopain salgılamayı bırakır, yani çocuk artık o ödülden zevk almamaya başlar.

Çocuğu terar motive etmeniz için de, ödülü değiştirmeniz ya da daha büyük bir ödül vermeniz gerekir. Bu da sürdürülebilir bir motivasyon aracı değildir. Bir noktadan sonra tıkanırsınız. Çocuk da, ödül olmayınca o işi yapmayı bırakır.

Çocuk ödülle iş yapmaya alışırsa, kendi sorumluluğunda olan işler için bile sizden ödül talep eder. Sorumsuzluk bilinci gelişir.

Bir çocuk bir işi isteyerek (iç motivasyonla) yapıyorsa ve ona ödül verilirse, çocuk o işten soğur. Çünkü ödül, çocuğun davranışını kontrol eden bir mekanizmadır.

Ödül kontrol mekanizması olduğu için, çocuk bir işi ödül için yaptığında, bilişsel çelişki yaşar. “Ben bu işi ödüle yapıyorsam, bu işi sevmiyor olmalıyım.” diye çıkarım yapar, ve çocuğun o işe olan ilgisi azalır. Çocuk bilir ki, keyifli işler (oyun, çizgi film, sinema) için zaten ödül verilmez.

Çocuğun ödülle yaptırılan işten soğuduğunu, hem söylediklerinde, hem davranışlarında hem de beyin hareketlerinde görebiliriz.

İnsanlara bir iş, bir davranış için ödül verilince ve o ödül kaldırılınca, kişinin o işten çok daha az keyif aldığını beyninde görebiliriz. Beynin keyif bölgesi, ödül kalkınca aktive olmaz. Yani, kişi başta ödül sebebiyle keyif aldığı o işten artık keyif almaz hale gelir.

Ödül verildiği ve sonra kaldırıldığı zaman, yine beyin etkileri gösteriyor ki, kişi o işe başlamaya istekli olmaz.

Ödül, çocuğun sorumluluk bilincini öldürür ve muhakeme becerisini köreltir.

Ödül, insanları kontrol ederek iç motivasyonu zayıflatır. İnsanlar, kendi seçtikleri işleri iç motivasyonla, kendilerine empoze edilen işleri dış motivasyonla yaparlar.

Aynı şekilde, denetleme, değerlendirme, hedef verme, yarıştırma, cezalandırma gibi tüm kontrol mekanizmaları iç motivasyonu olumsuz etkiler.

Kontrol mekanizmasıyla iş yapan insanlar, kontrol mekanizması ortadan kalkınca o işi yapmayı bırakırlar.

Türkiye’de denetleme ve kontrol mekanizmaları daha çok kullanılmaktadır. Bu sebeple, okullarda çocuklar, işyerlerinde çalışanlar veya sporcular, denetleme ortadan kalkınca çalışmayı bırakır.

book-money

Atlas’la doğru iletişim kurabilmek ve sağlıklı ebevyn çocuk ilişkisi oluşturabilmek için okuyorum, araştırıyorum. Farklı ekolleri onun davranışlarına uygun olarak uygulamaya çalışıyorum ama hata yapmaktan korkan meraklı bir anne olarak aklımdaki soru işaretleri hiç bitmiyor. En korktuğum şeylerden biri de kontrolü elden kaçırarak şımarık bir çocuk yetiştirmek. Burada da onun kendini baskı altında hissedip farklı sorunlara yol açabilme ihtimalim ortaya çıkıyor. O nedenle dengeyi kurabileceğim ama ona da özgürlük alanı tanıyacağım bir ilişkimiz olmasını arzuluyorum. İşte tam bu süreçte Beni Ödülle Cezalandırma kitabı başucu kitabım olmaya aday oldu diyebilirim.

 

 

Yazar: Burcu Çalışkan | Yorum yok | Kategori: main

Yorum Bırakmak İçin

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *