Kaçamak diyorum çünkü ailece çıktığımız bu mini tatilin tadı damağımızda kaldı. 2 gün çok hızlı geçti ve biz dinlenmiş, eğlenmiş bir şekilde geri döndük. Bizim için ayrıca önemli bir haftasonuydu çünkü yazlık ve yatmadan yatmaya odaya girdiğimiz 2 günlük Bodrum tatilinde Atlas’la yani 17 aylık oğlumla tüm günü otelde geçireceğimiz bir zamanı deneyimle fırsatımız olmamıştı. O nedenle hem bizim hem onun için belirleyici bir kaçamak olacaktı. Nasıl mı geçti? Hemen anlatıyorum 🙂
yazının devamı…

Çocuklarla dolu dolu geçen bir hayatın keyfini ve temposunun yoruculuğunu bilmeyen bir anne yoktur sanırım 🙂 İşte biz  5 anne İpek, Alev, Sinem, Esra ve ben hem işlerimize yetişmeye çalışırken hem de bu koşuşturma içinde kendimize ayıracağımız bir günün hayalini kuruyorduk ne zamandır. Beklediğimiz gün geldiğinde heyecanla yola koyulduk, tahmin edebileceğiniz gibi daha arabada gecenin uzun olacağının sinyalleri alınmıştı. Otelimiz Best Western Şile Gardens a vardığımızda ışıl ışıl bir gün ve yemyeşil bir bahçe karşıladı bizi. Bizde fırsatı kaçırmadık, kısa bir otel turu sonrası Şile sahilde gün batımını izlemeye ve sahilde yürüyüş yapmaya karar verdik.
yazının devamı…

Pintxos…San Sebastian’daki enfes atıştırmalıklara verilen ad. Aslında İspanya’da aşina olduğunuz tapasın Bask bölgesinde yapılan bir versiyonu ancak bir İspanya fanatiği olarak net fikrim; pintxos Nedendir bilinmez tapasdan çok ama çok daha lezzetli..
yazının devamı…

Ne zamandır Onur’un başının etini yiyorum, gezdiğimiz o kadar yer var hani gezi yazılarına destek olacaktın diye… Söyledim, söylendim ve de uzun süre ara verdiğimiz blog yazılarına kendisinin özel talebiyle San Sebastian gezi notları ile başlamaya karar verdik.
Baştan belirteyim fotoğrafları Onur çekti bu nedenle fotoğrafların kalitesini bu gözle yorumlayın lütfen 🙂
yazının devamı…

Bir kaç yıldır özellikle bayramlara da denk getirerek yılda bir kere de olsa uzak yerlere seyahat etmeye ve de farklı kültürleri keşfetmeye gayret gösteriyoruz. Keşke hem zaman hem de maddi anlamda daha fazla imkan olsa da bu gezilerin frekanslarını artırabilsek çünkü her gezimiz sonrası ayrı kültürlerden insanları tanımaktan ve onların yaşamlarına bir miktar da olsa dokunabilmekten büyük keyif alıyoruz. Dünyanın çok farklı yerlerinde sadece TV’lerde seyrettiğimiz hayatlardan çok daha fazlası olduğunu ve aslında dünyada bir çok insanın bizim elimizdeki imkanların çok ama çok daha azına sahip olmasına rağmen ne kadar mutlu olduklarını gördükçe  içinde yaşadığımız hayat şartlarını kısa süre için de olsa sorguluyoruz.
yazının devamı…